Fiilen Bağımsız Olan Abhazya ve G. Osetya, Hukuken de Bağımsız Olmaya Başladı


Sovyetler Birliği döneminde Gürcistan’a bağlı olan, ancak Birliğin dağılmasından sonra fiilen bağımsız hareket eden Abhazya ve Güney Osetya, 8 Ağustos 2008’de, Rusya ve Gürcistan arasında yaşanan ve Rusya’nın kesin bir zaferiyle biten savaş sonrası Rusya tarafından tanındı. Son olarak Nikaragua’nın da tanıdığı Abhazya ve G.Osetya, böylece hukuken de bağımsız ülkeler olarak kabul edilmeye başlandı.

 

Haber & Kritik: Rusya’nın siyasi ve askeri desteğiyle fiilen ve nihayet hukuken bağımsızlığını kazanmaya başlayan Abhazya ve G.Osetya’nın, gerçek anlamıyla bağımsız birer devlet olup olamayacağını önümüzdeki zaman gösterecektir. Özellikle Osetler bakımından, bağımsız Güney Osetya ve Rusya’nın bir parçası olan ve çok daha büyük bir yapıya sahip olan Kuzey Osetya ikilemi bir başka handikap olarak durmaktadır. Nitekim Güney Osetyalıların Kuzey Osetya ile birleşme arzusunda oldukları da söylenmektedir.

 

Gürcistan bakımından ise konu, bir benzetme yapılacak olursa, vücudun kangren haline gelmiş, görünüşte vücuda bağlı olan iki parçasının tümüyle kopması olarak değerlendirilebilir. Zira Gürcistan, bağımsızlıktan bu yana hiçbir şekilde bu iki bölgede (ve 2004’e kadar Acaristan’da) hâkimiyet sağlayamamış ve bölge halkları da bağımsız Gürcistan çatısı altında ortak bir yaşam sürdürmeyi kabul etmemişlerdir. Bunda bağımsızlık sonrası Gürcistan yönetiminin, özerkliğe saygı duymayan, baskıcı tavırlarının önemli bir etkisinin olduğu açıktır. Bu durumdan Acaristan’ın özerkliği bağlamında ders çıkarılması gerektiği de bir başka konudur.  

 

Sonuç olarak Gürcistan, gelişmek, ilerlemek ve her bakımdan müreffeh bir ülke olmak ve bu amaçla batılı birtakım yapılara dâhil olmak istiyorsa, tüm bunlara engel olan, hatta çatışma ortamları nedeniyle görece olarak sağlanan ilerlemeleri dahi tehlikeye atan bu sorunların mevcut çözüm şeklini kabul etmek ve bir anlamda hem kendisinin hem de bölge ülkelerinin önünü açmak durumundadır. Çünkü bu sorunların bir şekilde sürdürülmeye devam edilmesi, asıl gövdenin ve hatta tüm bölgenin enerjisini tüketmekten ve sorunun çok daha zararlı boyutlara ulaşmasına sebep olmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Diğer taraftan, Gürcistan’ın mevcut durumu kabul eden yeni bir politika seçmesi halinde, gelecekte göstereceği ilerlemeye de bağlı olarak, tarihi-kültürel bağlar itibariyle ve Türkiye’nin de desteğiyle Abhazya ve G.Osetya’yla, Rusya’ya nazaran çok daha yakın ve farklı boyutlarda olumlu ilişkiler kurabileceği de bir öngörü olarak ifade edilebilir.              

 

Ülkemizin ise bu ortamda, bölgedeki önemli projelerin ve enerji hatlarının güvence altına alınması ve Rusya-ABD./AB. eksenli denge politikasının gelecekte de sürdürülebilmesi açısından, başta Gürcistan’ın mevcut durumu kabul etmesini temin yönünde olmak üzere, Rusya bağlamında ve aynı zamanda NATO ve ortak bir eksen olarak Avrupa Konseyi çerçevesinde bölgede kalıcı bir barış ve istikrar ortamının temini için daha aktif bir rol almalıdır. Kafkasya’da ortak bir yapı oluşturmak için yapılan girişimler bu açıdan son derece önemlidir. 


                Haberin kaynağı :
GAMARCOBA.COM